"ben ancak dans etmeyi bilen bir tanrıya inanırdım." f. nietzche
gününüz sevinçli geçsin...

7 Eylül 2013 Cumartesi

Kitap İçin... - CXIII/ SELÇUK ALTUN


'O, dokuz yüz yıldır dünyanın en görkemli kapısı'

'Seyfi Teoman'ın Anısına'

2801- ABD'de bestseller (çoksatan) kitaplar önce ciltli olarak yayımlanır. Çoğu polisiyedir ve fiyatları 25-35 dolar bandındadır. İki yıl sonra ciltsiz olarak piyasaya döndüklerinde fiyatları 8-15 dolara iner. Ön kapaklarında 500 bin veya bir milyon adet satışa ulaştıklarının belirtildiği de olur.

Kitabistan'ımızdaki bazı çoksatanların ön kapağında 'ilk basım 100.000 adet' şeklinde etiketler görür olduk. Stok riski almamak için onların birçoğu aslında daha az sayıda basılır. O rakam sanki bir satış hedefidir ve müstakbel okurunu önce 'rakamla' cezbetme hedefini taşır.

O 100.000'lerin nicesi, benim için bir sığlık katsayısından ibarettir.

2802 - Yazarlar kendisini çok sattıkları için usta sanmayıp zorlama pazarlama taktiklerine alet edilmedikçe, çoksatanlara neden karşı olunsun ki?

2803 - Ahmet Hakan'ın 07.05.2012 tarihli yazısının ara başlığı, 'Klişeyi boyayıp satma ustası Can Dündar'dı. İlk iki paragrafında diyordu ki:

'AŞKA Veda' diye bir kitap yazmış Can Dündar.

Daha doğrusu yazmamış da yazılarını toplamış. Ayşe Arman'a da iki tam sayfa röportaj vermiş. Röportajı merakla okumaya başladım. Değişik, farklı, sarsıcı görüşler arayışıyla dopdolu olarak'

Fakat heyhat!

Bir tek ama bir tek klişeye kaçmayan cümle bulamadım. Günümüzde aşk şehvete dönüşmüş, herkes tek gecelik ilişkiler peşindeymiş, ten çekiciymiş ama ten merakı geçiciymiş, aşk planlanıyormuş, oysa aşk devrimciymiş falan'

Nasıl klişe, nasıl basmakalıp görüşler'

'İlişkiler' konusunun tartışıldığı herhangi bir kafenin herhangi bir masasına şöyle bir kulak uzatılsa, Can Dündar'ınkinden daha 'orijinal' görüşler işitmek mümkün.

2804 - Dünyanın egemen ülkesi ABD'de işbu uyarılar var:

-Bir otelde: Tüm yangın söndürücüler bir yangından en az on gün önce denetlenmiş olmalıdır.

-Bir asansör kapısında: Kullanım dışıysa lütfen bu asansörü kullanmayınız.

-Bir rom şişesinde: İçmeden önce kapağını açınız.

-Bir elektronik termometre kutusunda: Makattan kullandıktan sonra ağızdan kullanmayınız.

2805 - İstanbul'daki bir özel radyonun sabah sunucusu olsam, 'günaydın' yerine, 'günistanbul' diyerek başlardım programıma!

2806 - Küresel Kültürazzi:

Bilgin ve filozof, entegre yetenek Michael Faraday'in (1791-1867) babası nalbanttı. / Ressam El Greco (1541-1614) öldüğünde müflisti ama 20 odalı bir malikânede yaşıyordu. / Yahudileri İspanya'dan kovan Kral Ferdinand'ın (1452-1516) ataları arasında Yahudi eksik değildi. / Nobelist Isaac B. Singer ünlü olduktan sonra da telefon numarasını telefon rehberinden kaldırtmamıştı. / Goethe ile Byron birbirlerini yüzyılın en büyük dâhisi bellemişlerdi. / Kraliçe I. Elizabeth (1533-1603) Cambridge Üniversitesi'ni ziyaret ettiğinde Grekçe konferans verir. Öğrencilerle sohbet kısmında Latince konuşacaktır. / Balzac, Schubert ve Keats 1,50 metre boyundaydılar. / Nietzche'ye göre Dante, 'Mezartaşlarına şiir yazan bir sırtlan'dı. / Caz piyanisti Benny Goodman (1909-1986), Mozart çalarken kalp krizi geçirip öldü. / Önemli ressam J.A.D. Ingres (1780-1867), on beş yıl boyunca bahşiş karşılığında Roma'da turistlerin portrelerini çizdi. / Ernest Hemingway tartıştıklarını boksa davet ederdi. Beyzbol yıldızı Hugh Casey'e (1913-1951) tebelleş olunca fena dayak yedi. / Catullus İmparator Jül Sezar'ı eleştiren bir şiir yazınca ne oldu biliyor musunuz? Sezar onu yemeğe davet etti. / Osip Mandelstam Stalin'i hafifçe eleştiren bir şiir yazdı, hapishanelerde sürünerek öldü. / Immanuel Kant'ın çalışma odasında J.J. Rousseau'nun bir portresi asılıydı; Tolstoy'un gençken taktığı kolyede de J.J. Rousseau'nun portresi vardı. / J.J. Rousseau'nun babası Isaac Osmanlı Sarayı'nın kadrolu saatçisiydi, Galata'da yaşardı'

2807- Dönemin mega-transatlantiği Titanic tam yüz yıl önce, ilk seferinde, bir buzula çarparak battı. 2224 yolcu ve mürettebattan 1513'ü yaşamını yitirdi.

Titanic kaynaklı küçük anı eşyaları, müzayedelerde kapışılır oldu. Örneğin; bir erkekler tuvaleti anahtarı 43 bin Sterlin'e (120 bin TL), bir cankurtaran simidi 35 bin Sterlin'e, son uğranılan limandan yollanan bir kartpostal 27,500 Sterlin'e müşteri buldu. Bir öğle yemeği mönüsü ise 60-100 bin bandında bir fiyattan müzayedeye konulmuş.

(Trajedi unsurlarından anı eşyası toplamayı benimseyemiyorum.)

2808 - Ülkenin önde gelen bankacılarından Tayfun Bayazıt geçen yıl Yapı Kredi Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan ayrılarak, kendi danışmanlık şirketini kurdu. Kitap ve sanatsever Tayfun ile ciddi bir STK gönüllüsü olan eşi Suzan zaman zaman KİTAP İÇİN'e konuk olurlar.

Bankacılar genellikle çocuklarının işletme veya mühendislik eğitimi almasını ister. Bayazıt çiftinin çocuklarına bu tür bir baskısı olmadı. Polyglot (çok dil bilen) oğulları Cem, bir butik ABD üniversitesinde sosyoloji/tarih öğrencisi; sevimli kızları Deniz başarılı bir ortaokul öğrencisi, sanat ve müzikle şimdiden iç içe.

Deniz de benim gibi bir Selçuk Demirel hayranıdır. Küresel çizerimize KALEMİTİ başlıklı yapıtını onun için imzalattım. Armağanını verirken, Deniz'den kitap kahramanını elli sözcüğe sığdırmasını istedim. Demiş ki: 'Kitaptaki her şeyi çizme özgürlüğü olan başkarakter küçük ama canlı, kırmızı bir kurşun kalemdir, adı bu yüzden 'Kalemiti'dir. Özgürlük ve aşk peşinde koşan Kalemiti, çizdiği eşyalara ve hayvanlara can verir. O adeta yoktan var eden bir sihirli değnek gibidir! Her macerasının sonunda bize ayrı güzellikler içeren dersler verir, her birinde ayrı bir masal kahramanını çağrıştırır.'

Aferin Deniz!

2809- Kaç Yıl Oldu? 2012'den ' Fırat Budacı

-Deniz Arman'ın Star Ana Haber'in finalinde anlattığı ve kendi yazdığını iddia ettiği 'yastık altı hikâyeleri'ni Amerikalı yazar O. Henry'den aşırdığı ortaya çıkalı 13 yıl,

-Abdullah Gül, eski Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen'in oğlunun nikâhına yetişsin diye Karaman-Ankara karayolu trafiğe kapatılalı 3 yıl,

-Çetin Emeç'in mezarı başında yapılan anmaya hoca gelmeyince, ilginçlikler insanı Ertuğrul Özkök, kendi Iphone'undan Fatiha duası dinleteli 3 yıl olmuş'

2810- 'Çocukları en çok ağlarken severim, çünkü o zaman birileri gelip onları götürecektir.' Yazar Nancy Mitford (1904-1973)

2811- Kalburüstü futbol takımlarımızda net 250 bin Avro aylık alan futbolcular vardır, onların yedekleriyse 50 bin Avro'dan aşağı topa ayaklarını değdirmez.

On yıl önce bu denli astronomik rakamlar telaffuz edilmezdi. En ünlü futbolcular bile geleceklerini, jübilelerinden topladıkları hâsılata bağlardı. Oysa 2001 yılında Beşiktaşlı usta futbolcu Şifo Mehmet (Özdilek) jübilesinden elde ettiği tüm hâsılatı (o günün parasıyla 1 trilyon TL), Eğitim Gönüllüleri Vakfı'na bağışlamıştı.

(07.04.2012 akşamı Şükrü Saracoğlu Stadı'ndaki FB-Antalyaspor maçında, rakip takım teknik direktörü örnek insan Mehmet Özdilek'i görünce aklıma gelen.)

2812 - 21-23 Nisan tatilinde yüzlerce gazete ilanı, insanları deniz, kumar ve arabesk müzikle mücehhez lüks otellere davet ediyordu. O günlerde Nur'la ben, Sivas-Divriği-Eğin'de tarihsever bir grupla birlikteydik.

Sonunda, Mengücek Beyi Ahmed Şah'ın 1229 yılında Divriği'de yaptırdığı Ulu Camii ve Darüşşifa'yla buluşmuştum. Kuzey Kapısı'na huşu içinde odaklandım. (900 yıldır dünyanın en görkemli kapısıdır.)

2813 - Hanımefendi Kızıldır- Gülce Başer, Yasakmeyve

Davet'ten

Ayıptır söylemesi gözlerinizi düşünüyorum

Şiirde hâlâ gözlere bakmak

Doğru mudur, bilmiyorum

Orta kapımda inip çıkıp eserikli bahar

İyi miyim, sanmıyorum

Ben artık resim öpen biriyim

İyi ki telefon var

2814 - Sahaf Bosphorus Books'tan Ferit Edgü'nün Ah Min-el Aşk'ını neden mi aldım? Edgü o şiir kitabını, 'Türkiye'nin en çok resim seyredeni Bahar Utkular'a resimli bir Ah Min-El Aşk, Aralık'78' diyerek imzalamıştı.

Bahar Utkular kimdi? Benden çok resim izlemiş olabilir miydi? (Merak listem bir kişi daha (k)alabalıklaştı.)

2815 - Yaz Geldi! Önce, kütüphanemdeki Konstantinopolis'in düşüşünü de görmüş o el yazması kitabatın, y-o-r-g-u-n yaprakları gevşedi. Oda, kanatlı atların kıpır kıpır beklediği soylu bir ahır gibi saman, saman kokar oldu.

Heyhat, o iksirin etkisi on saniye sürüyor, nedense aklıma Lokman Hekim geliyor'

2816 - Gizemli şair Abdülhak Hamit (1852-1937) kendisini ölüm döşeğinde ziyaret eden Yusuf Ziya Ortaç'a (1895-1967), 'Ölümden korkmuyorum, iğreniyorum!' buyurmuş.

2817- Kitap Önerileri:

Şeylerin Masumiyeti ' Orhan Pamuk, İletişim / Nuri Bilge Ceylan İle Söyleşiler ' Norgunk / Kuleden Bakmak ' Güven Turan, 160. Kilometre / Bırakmak ' Faruk Ulay, Notos Kitap / Bir Gezginin Alfabesi ' Steven Runciman (Çev. Bahar Tırnakçı), YKY / Kaderle Zar Atılmaz ' Alpaslan Akkuş, Hayy Kitap / Yeni Dünya Düzeni ' Yalçın Sadak, Öteki Yayınevi / Kurmaca Kişiler Kenti ' Emin Özdemir, Bilgi / Yedi Kitaptan Seçtiklerim ' Tuğrul Tanyol, Mühür'

2818 - 27.04.2012! Masumiyet Müzesi'nin açılış resepsiyonundan önce gizemli mekânı 'önkeşif turu' kıvamında gezdim. Romanın, okuru girdabına çeken o hüzünlü panoramasını duyumsarken bedenim ağırlaşmış, gözlerim yorulmuştu. Romanlar filme alınır bellerdik ama Nobelist'imiz Pamuk, romanından bir butik müze peydahlayarak küresel bir olguya öncülük etmişti.

Orhan'a, Müze'sini beklediğimden de görkemli bulduğumu söyledim. Sonra romanın anlatıcısı Kemal'le, bir ıssız zamanda daha u-z-u-n süre görüşmek üzere vedalaştım.

2819 - 1948 Nobelist'i şair T.S. Eliot'a bir okuru yaklaşarak, onun başyapıtı sayılan, The Waste Land'ta (Çorak Ülke) anlamadığı bir bölümü kendisine açıklamasını ister. Üstat, 'O bölümü ben de anlamamıştım' diyerek uzaklaşacaktır. Amerikalı şair Robert Creeley (1926-2005) ise, 'Nasıl bazen çocuklarımı anlamıyorsam, bazı şiirlerimi de anlamıyorum' demişti.

2820 - Müstesna insan Peter Jolliffe Londra'nın sahaf başıydı. 2007'de ölünce c-a-n-ı-m dükkânı Ulysses de yok oldu. Sanırım Ulysses'in devamlı iki Türk müşterisinden biriydim. Telefonda konuşuyorsak Peter'in beni küresel koleksiyoner Ömer Koç'la karıştırdığı da olur, Mr. Koç diye hitap ederdi.

1974 ürünü The Craft Of Poetry'i, 2003 güzünde Ulysses'ten almışım. Kitap W.H. Auden'dan, Diane Wakoski'ye 17 usta şairle söyleşiden mürekkep. Önemli bir bibliyofilin kitaplığından çıkma yapıtı; Allen Ginsberg, Stanley Kunitz, John Ashbery, James Dickey ve Erica Jong dahil 9 şair imzalamış.

Antolojide yer alan duayen şair Jerome Rothenberg (doğ. 1931), kitabın basılışından 38 yıl sonra İstanbul'a geldi. Galata'da, Molly's Cafe'de 28 Nisan günü şiir okuma seansı vardı. Kitap'taki bölümünü adıma imzalarken zaman tünelinde bir geziye çıktığının farkındaydım. Sonra o listeden sağ kalan diğerlerini saptadık: Galway Kinnell, John Ashbery, Richard Wilbur, Erica Jong ve Diane Wakoski'

2821 - İletişim Yayınları'ndan gelen zarftan, Orhan Pamuk'un adıma imzaladığı ŞEYLERİN MASUMİYETİ çıktı. Orhan son yapıtında, fotoğraflar ve romandan alıntıların da yardımıyla Müze'sini nasıl kurduğunu anlatıyordu. Onun dirayetini ve işine saygısını bir kez daha takdir ettim.

Kitabın arkasında bir teşekkür listesi vardı ama oradaki haziruna neden teşekkür edildiği açıklanmamıştı. Onlar galib(a) Masumiyet Müzesi'ne el verenlerdi. Aralarında Selçuk Altun'dan başka bir yazar(?) görememiştim.

2822 - Geçen ilkbahar yitirdiğimiz gazeteci, yazar Hüseyin Baş'la Çiçek Bar'da tanışmıştık. Ona Bafralı olduğu için de sempatim vardı; iyi bir okurdu.

Nüktedandı, Barış Derneği davasından koğuş arkadaşı Ali Sirmen anı yazısında nüktelerinden okkalı örnekler vermişti. Bana anlattıklarından: Tanıdığı renkli bir zabıta amiri varmış. Ona her fırsatta, 'Beni bir filmde oynat reklam filmi bile olsa razıyım' dermiş. Hüseyin Bey heveslinin bir Akbank reklam filminde oynamasını sağlamış. Dönemin Akbank Genel Müdürü filmi vizyona girmeden izlerken o kişinin duruşundan tedirgin olup, 'Bu adam niye öyle zabıta amiri gibi kasılıyor' diye soracaktır.

2823 - Gisele Freund (1909-2000) ünlü/önemli yazar, sanatçı ve film yıldızlarının fotoğrafçısıydı. Geçen yıl Paris'te açılan sergisiyle ilgili bir yazıda, 'Fotoğraflarında yazarların neden film yıldızı, film yıldızlarınınsa yazarlar gibi çıkmak istediklerini bana biri anlatsın' dediğini okuyunca bakın aklıma ne geldi.

26.06.2011 tarihli Hürriyet Pazar'da Ayşe Arman, bir Bulgar kadın romancı ile söyleşmişti. Uzun söyleşinin tepesinde, 'Tuna Kiremitçi'nin sevgilisi Ludmila Filipova'nın Romanı 'Aramızdaki Duvar' Doğan Kitap'tan Çıktı' diye adeta bir reklam spotu vardı. Söyleşideki üç fotoğrafında da güzel yazarın üzerinde giysi niyetine kombinezon vardı. En stratejik olanı bir profil çalışmasıydı; yazarın kombinezonu bacaklarından iyice aşağıya çekilmişti ve'

Bu pozlarda daha önce bir kadın yazar görmemiş ve 'Romanı acaba ne denli kötü' diye merak etmiştim. Çıktığım ilk kitabevi safarisinde ona hiçbir yerde rastlamadım. Herhalde raflara çıkmasıyla inmesi bir olmuştu.

2824 - a) Neler mi okumak isterdim?

Cevat Çapan'dan turfanda şiirler, Hamdi Koç'tan bir gizemli roman, Enis Batur'dan bir Oktay Rifat değerlendirmesi, Selçuk Demirel'den bir çizgi roman.

b) Neler mi izlemek isterdim?

Semih Poroy'dan Harbi, Latif Demirci'den Press Bey antolojileri.

2825 - Beşinci romanım Senelerce Senelerce Evveldi (Many And Many A Year Ago) 2009'da İngiltere ve ABD'de yayınlandı. IACW (Uluslararası Polisiye Yazarlar Derneği) onu, 'Yılın Nitelikli Polisiye Çevirileri' arasında gösterdi. Polisiye yazarı değilim ama bu gelişme bazı gazete ve haber sitelerinde yer aldı.

O listeyi yitirmişim; dosta/düşmana karşı bir gün gerekir diye internetten indirmeye yeltendim. Ortamdan kaldırıldığını görünce, IACW'nin New York şubesinden rica ettim. Bana yanlışlıkla bir önceki yılın listesi gönderildi ve orada ne mi gördüm? 2008'de İngiltere ve ABD.'de yayımlanan dördüncü romanım Annemin Öğretmediği Şarkılar (Songs my Mother Never Taught Me) da, yılın Nitelikli Polisiye Çevirileri arasında yer alıyordu ve bizim bundan henüz haberimiz oluyordu.

Serendipity'nin trajikomikliğine bakar mısınız?

KIRKINDAN GENÇ KIRK ŞAİRDEN KIRK SATIR

1- Göl titresin diye eğilen dal (Şeref Bilsel)

2- Rüzgâr ağaç gövdesidir onun dansında (Pelin Özer)

3- Lombozun su çizgisi deviniyor rüzgârda (Korkut Kabapalamut)

4- Sokakların aklından geçiyorum akşam sabah (Gülçe Başer)

5- Taşlar yadsıyınca seni idamını istiyorum bir gülün (Hayriye Ünal)

6- Gözleriyle yırtardı kitaplarımı babam (Ramazan Parladar)

7- Ben de kovduğum sesleri geri çağırabilirim (Mustafa Köneçoğlu)

8- Ben kendimi cam bildim bakan olmadı (Özcan Erdoğan)

9- Yeniden bitmek için bir güney tuttu aklında (Cenk Gündoğdu)

10- Sabahı yatsı bildim hayat ne uzun (Orhan Göksel)

11- Fikir veriyorum hiç kullanılmamış kelimelere (Cafer Keklikçi)

12- Ey kanatlarını rüzgârda büyüten kelebek (Ahmet Bozkurt)

13- Kuklaların sanrısıyım iplerin kesilen yeri (Muharrem Sönmez)

14- Çünkü yanaklarda gezdirmeli babalar oğulları (Murat Çakır)

15- Geçim derdinden uzvunu budayan ıslaklığa (Ali Özgür Özkarcı)

16- Haydi çevir sayfayı ve bizi yalnız bırak (Polat Onat)

17- Atlastaki sigara yanığına bakan bir sürgün halk (Serhat Uyurkulak)

18- Bir valizin içinde bekleyen endişe gibi (Gökhan Arslan)

19- Onu satenlerle büyütüp iple boğacaklar (Yavuz Altınışık)

20- Ölümleri o kokulu çiçekleri içlerine çekerken oldu (Belgin Günay)

21- Nehir boylarını çizen şehirlerdenim (Halil İbrahim Polat)

22- Sen bakma diye çevrilmiş sokağın yüzü (Taner Cindoruk)

23- Doluşup gidiyoruz basarak mayınlı tuşlarına piyanoların (Esra Elönü)

24- Babalar gününde dereye bırakılmış bir çiçeğin (Efe Duyan)

25- Elleri cebinde bir ölünün (Gonca Özmen)

26- Kundağım ve kefenim aynı kumaştan biçildi (Yavuz Türk)

27- Kazı duvarımdan şu hileli sözcükleri (Caner Ocak)

28- Kuş tüyüyle yazılmaları bile güzel yapmıyor onları (Senem Gökel)

29- Suyun öğrettiğini reddetmem (Mehtap Meral)

30- Rüzgârı kibritiyle titreten kuru otlara sarıldım ben (Engin Özmen)

31- Neden yaşarken atımı sürmedim bozkırlara (A. Barış Ağır)

32- Arada vakitsiz gül yaprağı yüzüm taşra (Mehmet Sümer)

33- Uzak nedir ki bir çocuk için? (Zafer Özgekağan)

34- Beni bir dağın sesinde buldular (Utku Kaygusuz)

35- Çünkü boşluk, herhangi bir yolculukta herkesin hakkı (Emre Varışlı)

36- Bırak beni, önemli değil, bir akrebe sokulurum (Ertan Yılmaz)

37- Toprak lanetli ninniler söylüyor (Gökben Derviş)

38- Sorun ihtiyacın ne kadar sanıya denk geldiğindedir (Efe Murad)

39- Sanki yeni deyince koklayacaksınız beni (Didem Gülçin Erdem)

40- Köpükteki beyazlığın kazasına öykündüm (Harun Atak)

Kaynak: YKY Şiir Yıllığı 2011, hazırlayan: Bâki Asiltürk

Seçen : Selçuk Altun

cumhuriyet kitap. 05.07.2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder