"ben ancak dans etmeyi bilen bir tanrıya inanırdım." f. nietzche
gününüz sevinçli geçsin...

11 Ağustos 2013 Pazar

ŞÊRKO BÊKES'İN NEFESİ KESİLMEDİ/ Sennur Sezer

“Beni Süleymaniye’deki Azadi Parkı’na 1983 şehitleri için kurulan anıtın yanına gömün. Orada nefesim kesilmez. Genç kadınlar, erkekler, sevgililer misafirim olur”. Bu vasiyet Kürt Şairi Şêrko Bêkes’in. Onun yaşamını, eserlerini Radikal Kitap ekinde tanıtan Abidin Parıltı, şiirlerinden yapılan çevirilerden bir seçkinin Güneyden Şiir Yağmuru adıyla Belge yayınları arasında basıldığını hatırlatıyor. Şiirleri Sîrwan Rehim, Azad Dilwar ve Baker Schwani çevirmiş. Şêrko Bêkes, 2 Mayıs 1940’ta Irak’ta Süleymaniye’de doğdu. Babası Fayik Bekas da şair. Ancak Şêrko babasını çocuk yaşlarında yitirdi. Süleymaniye’de başladığı eğitimini Bağdat’ta sürdürürken ilk şiirini on yedi yaşındayken yayımladı. 1965’te dağa çıktı, direniş örgütüne katıldı. Direniş radyosunda çalışmaya başladı. Abidin Pırıltı, Ekim Devrimi’nden etkilenen Bêkes’in şiirini şöyle tanımlar: “Şêrko Bêkes’in şiirleri bir yandan toplumsal ve ulusal olanı önde tutarken bir yandan bireysel olanı ve kırgın aşkları işler. Şiirleriyle çaresiz kalmış halkın ve aşkın sesi olmaya çalışmış ve bunun için çabalamıştır. O yüzdendir ki ‘ülkem yüreğimdedir’ der. Acının, sızının, sürgünlüğün, ülke özleminin ve doğanın şairidir Bêkes. Dostlar hep gider ama geri dönmezler, aşklar kırgın ve kırıktır. O yüzden giden aşkın yerini başka hiçbir şey dolduramaz. Ülke yürekte taşınacak kadar korunmaya, şefkate muhtaçtır.” Reingard, Shirwan Mirza ve Renate Saljoghi onun şiirlerini “Gülün Gizli Günlüğü” adıyla 1975’te çevirip yayınladıklarında Kürt şiirinin örneği kimliğini kazandı. Abidin Parıltı ona ilk ödülünü Saddam Hüseyin’in önerdiğini yazıyor. Saddam da onun şiirlerinden etkilenmiş, hem kendisini öven bir destan yazmasını istemiş hem de ödül vermeyi önermiş. Bêkes ikisini de reddedince sürgün edilmiş. İsveç’e mülteci olarak yerleştikten sonra 1987 yılında Tucholsky Ödülü’nü kazanmış. Aynı yıl Floransa şehrinin “Özgürlük Ödülü”nü de almış. Şêrko Bêkes’in bütün şiirleri pek çok dile çevrildiği gibi 1000 sayfalık iki cilt olarak İsveç’te yayımlandı: Şêrko Bêkes’in Divanı (Sherko Bekas Diwan). Kuşağımdan bir şairdi Şêrko Bêkes. Soyadının, sözlük beni yanıltmıyorsa “bikes” yani çaresiz, yalnız, yetim anlamına geldiğini sanıyorum. Kürt özgürlük hareketinin şiirinin omurgasını oluşturduğunu söyleyen şairin bir Kürt boyacı çocuğu anlattığı şiiri vardır: “akşamdı küçük boyacı Hemo büyük meydan’ın köşesinde şam şehrinin göbeğinde yorgun başını eğmiş incecik bedenini elindeki fırça gibi hızlı hızlı sallıyordu.” Öğretmen, subay, tüccar, cellat, iyi insan, kötü insan sırayla Hemo’nun sandığına koyar ayağını. Hemo öte dünyada Tanrı’nın da ayakkabılarını boyatmak için bir Kürt’ü çağıracağına inanarak sorar: “ah anne sence tanrı’nın ayakları ne kadar büyük? kaç numara giyiyordur? ya para! anneciğim sence tanrı ne kadar öder?” Mehmet Uzun, yurdundan uzak ölenlerin yurtlarındaki kimi bitkileri özlediğini yazmış, örnek olarak da İsveç’teki bahçesine nar fidanları diken bir yazarı anlatmıştı. Şêrho Bêkes’in ve tüm sürgünlerin mezarına narçiçekleri yağsın.

Maksat Muhabbet. evrensel.net - Güncelleme tarihi: 2013-08-11 12:46:27

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder