"ben ancak dans etmeyi bilen bir tanrıya inanırdım." f. nietzche
gününüz sevinçli geçsin...

5 Ağustos 2013 Pazartesi

Ahmet Erhan 55 Yaşında Hayata Veda Etti




Ahmet Erhan 55 Yaşında Hayata Veda Etti


‘ÖLÜ İÇİN BİR GÜL...’


Kültür Servisi - Türk şiirinin önemli isimlerinden Ahmet Erhan, bir süredir mücadele ettiği kansere yenilerek İstanbul’da yaşamını yitirdi. Erhan’ın cenazesi dün sanatçı dostları ve yakınları tarafından tedavi gördüğü Özel Okmeydanı Hastanesi’nden alınarak memleketi Ankara’ya uğurlandı.


55 yaşında yitirdiğimiz Ahmet Erhan, bugün öğlen Maltepe Camisi’nde yapılacak törenden sonra Karşıyaka Mezarlığı’na defnedilecek.

1958 doğumlu Erhan, Mersin ve Adana’da geçen çocukluk yıllarının ardından, Gazi Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı eğitimi aldı. Bir süre edebiyat öğretmenliği yaptı. İlk şiirleri, henüz 17 yaşında, Militan dergisinde yayımlandı. İlk kitabı “Alacakaranlıktaki Ülke”yle de 22 yaşında Behçet Necatigil Şiir Ödülü’ne layık bulundu. Sonrasında, aralarında “Akdeniz Lirikleri” (1982), “Yaşamın Ufuk Çizgisi” (1982), “Ateşi Çalmayı Deneyenler İçin” (1984), “Ölüm Nedeni Bilinmiyor” (1988), “Deniz Unutma Adını” (1992), “Çağdaş Yenilgiler Ansiklopedisi” (1997) ve “Resimli ‘Ahmetler’ Tarihi”nin de yer aldığı 11 şiir kitabıyla Yunus Nadi, Cemal Süreya ve Halil Kocagöz şiir ödüllerini de sahibi oldu.

Eserleriyle 78 kuşağı şairlerinden sayılan Erhan, devrimci, ama genellikle ölüm temalı, “karanlık” şiirler yazdı. Kuşağının geleceğe ilişkin umudu onun şiirlerinde belki fazla yer edinmedi ancak o, çağının acılarını, kişisel ve toplumsal boyutlarıyla, kendini de katarak anlattı.

Denilebilir ki, o günlerde, artık alışılan, neredeyse birer sayıya dönüşen ölümlere, arabesk bir halle değil, “insan” olarak acı duydu ve şiirlerine de bu acı yansıdı. Ancak 12 Eylül darbesi sonrasında yazdığı şiirlerinde bile “ölenlerle birlikte ölmeyi göze alan” tavrı değişmedi.

Ahmet Erhan’ın son olarak Everest Yayınları’ndan “Ankara-İstanbul Karatreni” (2001) adlı denemeler kitabı, “Bugün de Ölmedim Anne” (2001) adıyla toplu şiirlerinin ilk cildi ve “Ne Balık, Ne de Kuş” (2002) yayımlanmıştı.
*
AĞIT

Çiçekçi bana bir gül ver
Sevgilime değil bir ölü için
Çiçekçi bana bir gül ver
İçine gözyaşlarımı sığdırabileyim.

Yakasına böyle bir gül takmıştı
O gün bir görseydin sen onu
Çiçekçi bana bir gül ver
Sanki o güldendi bütün mutluluğu

Sen de: - Bir arkadaşın öldü
Ben diyeyim: - Kardeşim!
Çiçekçi bana bir gül ver
Götürüp tabutuna iliştireyim.

Kaldırımlarda kömür tozları
Bacalarda koyu bir duman var
Kara bir gökyüzü tek özelliği bu kentin
Çiçekçi bana bir gül ver

Kapalı perdeleri açabilse gülüm
Kapalı kapıları kırabilse
Kapalı yüreklere girebilse...
Çiçekçi bana bir gül ver

- Beyim, gül olmaz ki bu mevsimde!

Cumhuriyet 05.08.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder